Kar ve Kanla Yazılan Bir Trajedi

Kar ve Kanla Yazılan Bir Trajedidir 22 Aralık 1914 tarihinde başlayan Sarıkamış Harekâtı ve Osmanlı tarihinin en acı sayfalarından birini oluşturur. TRT Belgesel'in çalışmasına teşekkürle, izlemenizi öneriyoruz

On binlerce asker, dondurucu soğukta, kâh çetin dağ yollarında kâh karla kaplı ormanlarda, yıyeceksiz ve giyeceksiz bir halde şehadet yolculuğuna çıkmıştı.

Bu trajedi, sadece bir askeri yenilgi değil, aynı zamanda bir insanın hayatının çaresizce eriyip gitmesinin hikâyesidir.

Harekâtın Amacı ve Yanlış Hesaplar

Enver Paşa'nın Ruslara karşı büyük bir zafer kazanma hayaliyle planladığı Sarıkamış Harekâtı, başından itibaren ciddi stratejik hatalarla yüklüydü. Yüksek rütbeli komutanlar arasındaki koordinasyon eksikliği, askerlerin uygun kışlık giysiler ve teçhizat olmadan çetin kış şartlarına terk edilmesi, ölümcül hatalardan sadece bazılarıydı.

Enver Paşa, 90 bin kişilik bir orduyla Rus kuvvetlerini kış şartlarında sıkıştırmayı planlamıştı.  Ancak, coğrafyanın zorluğu ve askerlerin bu şartlara hazırlıksız olması, bu hedefi ulaşılamaz bir hayale dönüştürdü.

Askerlerin birçoğu daha düşmanla çarpışmadan donarak hayatını kaybetti.

Bir Ulusun Kaderi—Karlar Altında Kaybolan Hayatlar

Sarıkamış, sadece bir askeri harekâtın değil,  aynı zamanda bireylerin ve ailelerin dramını da simgeler. Yıllarca savaş meydanında çarpışan Mehmetçik, vatanı için canını vermekten kaçınmamıştı. Ancak, bu fedakarlıkların bazıları öngörü eksikliği ve stratejik hatalar nedeniyle anlamsız birer kayıba dönüştü.

Bu harekâtın en hüzün verici yanı, o "Mehmetlerin" çaresizlikleri.  Ayağında postalları olmayan, açlıktan zayıf düşmüş, soğukta titreyen binlerce Mehmetçik, kendi kaderlerine terk edilmiş gibiydi. Her biri bir anne-babanın oğlu, bir kadının eşi ya da bir çocuğun babasıydı. Onların karlar altında donan bedenleri, ulusun hafızasında birer sessiz çığlık olarak yankılandı.

Eleştirinin Gerekliliği

Sarıkamış Harekâtı, tarihimizde sadece bir kahramanlık destanı olarak değil, aynı zamanda ders çıkarılması gereken bir hata olarak ele alınmalıdır. Vatanseverlik adına yapılan hataları sorgulamak, o dönemde yaşanan acıları azaltmaz; aksine, gelecekte aynı hataların tekrar edilmesini önleyebilir.

Tarihin tozlu sayfalarına baktığımızda, Sarıkamış’ı anlamak, sadece o insanların çektiği acıları takdir etmekle kalmaz, aynı zamanda stratejik planlamanın, empati ve insaniyetin önemini de hatırlatır.

Sarıkamış’ta karlar altında donan askerlerin hikâyesi, kararlılığın, fedakarlığın ve trajedinin bir tablosudur. Ancak bu tablo, yalnızca duygusal bir destan olarak değil, aynı zamanda öğretici bir ders olarak hafızamızda kalmalıdır. O askerlerin hatırasına duyduğumuz saygı, gelecekte böylesi trajedilerin yaşanmaması için daha akılcı ve insancıl kararlar alma sorumluluğumuzu bize hatırlatmalıdır.

EGE AKTÜEL HABER 

SARIKAMIŞ 1914