''Popüler diyetler tehlike saçıyor''

Diyetisyen Dilan Güven ile iyi beslenmenin püf noktalarını konuştuk.

 Bahçeşehir Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü mezunu Diyetisyen Dilan Güven ile yaz aylarında ve Kurban bayramında nasıl beslenmemiz gerektiğini konuştuk. Güven, formda bir vücuda kavuşmak için 3-5 günde hemen kilo vermeye çalışmanın vücudun dengesini bozacağını ifade etti.

 Beslenme zamanlarının kişiye özel programlarla belirlendiğini belirten Güven, kişilerin yaşam ve beslenme tarzına göre programlar çıkarıyoruz. Kişinin kendi hayatına özel bir diyet programı olmalı diye konuştu.

 Yaz aylarında bol sıvı tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Güven; ‘’Meyveler, taze yiyecekler ve sıvı tüketimi yaz aylarında vücudun su kaybetmemesi açısından önemli. Vücudun kaybettiği suyu yerine koyması metabolizmanın dengelenmesi için faydalı bir durum teşkil ediyor’’ dedi.

 3-5 günde kilo verip fit bir vücuda kavuşmak için başvurulan popüler diyetlerin tehlikeli olduğunu ifade eden Dilan Güven, ‘'Kilo vermenin uzun bir periyodu var. Sağlıklı ve kaliteli ürünler tüketerek biraz da egzersizle aslında diyet yapmış sayılırsınız'' diye konuştu.

 Dayanıklılık gerektiren sporlarda karbonhidrata dayalı diyetler yapılıyor. Spor yaparken proteini yüksek diyetler ise önerilmiyor diyen Güven, ‘’ Kurban bayramında ise etin marine edilerek belli bir süreçten sonra tüketilmesi uygun’’ dedi.

 Obeziteden kaçınmak için tatlıyı, ekmeği kesin yemeyin gibi şeyler önermediklerini belirten Dilan Güven, ‘’Her şey den azar azar yenmeli. Sadece kaliteli tüketim önemli. Bunun yanında egzersizlerinizi yeterli yaptığınız zaman obeziteden kaçınmış olursunuz’’ diye konuştu.

 Bebeklere ilk 6 ay anne sütü dışında başka bir besin maddesi verilememesi gerektiğini belirten Diyetisyen Güven, ‘’ Bebeklerimize, 1 yaşa kadar asla bal vermiyoruz. Fındık, fıstık zarar verebilecek her türlü gıdayı vermiyoruz’’ dedi.

 Güven, düşük karbonhidratla kilo vermeye çalışanlara da şöyle seslendi: ‘’Karbonhidrat, vücudumuzda kullandığımız ilk enerji kaynağıdır. Herkesçe bilinen bu bilgi doğrultusunda insanlar, düşük karbonhidratlı beslenme yoluna giderek kilo vermeye çalışır. Ancak bir gerçek vardır ki karbonhidrat yetersiz alındığında, protein ya da yağ oranı fazla olan bir beslenme tablosuyla karşı karşıya kalırız. Düşük karbonhidratlı diyetlerden olan ketojenik diyet, şok diyet gibi beslenme şekilleri hayat boyu devam ettirilemez. Az karbonhidratlı beslenmenin yanı sıra, yapılan en büyük hatalardan biri de vücudu aç bırakmaktır. Aç kalarak kalıcı kilo vermek pek de mümkün değildir. Uzun süreli açlık durumunda bazal metabolizma hızı düşer ve malnütrisyon (yetersiz beslenme sonucu oluşan hastalık) görülebilir.’’

 Güven, ‘’ Fazla protein içeren beslenme biçimleri ise, böbrek solut yükünü arttırır. Uzun süre bu şekilde beslenmek böbrekleri harap edebilir. Yüksek proteinli beslenme, çoğunlukla insanlar tarafından sporcu beslenmesi olarak algılanır. Fakat bu yargı her spor çeşidi için uygun değildir. Örneğin, dayanıklılık gerektiren 3200 m koşu sporunda bireyin yüksek karbonhidratlı beslenmeye ihtiyacı vardır, aksi takdirde birey overtraining sendromuna (aşırı antrenman sendromu) uğrayabilir.

 Beslenme düzeninin doymuş yağ oranını yüksek tutmak ise; ağırlık artışıyla birlikte, kardiyovasküler hastalıklar, osteoporoz, obezite, ortopedik rahatsızlıklar gibi hastalıklara sebep olabilmektedir.

 Sağlıklı kilo vermenin tek yolu; doğru miktarda, doğru pişirime yöntemiyle, doğru besin tüketimidir. Önemli olan her besinden yeteri kadar tüketmek, yani dengeli beslenmeyi korumaktır.Doğru besin, doğru vitamin ve mineralleri almak, vücut gelişimi ve korunumu için çok önemlidir. Her besinin vücudumuza sağladığı çeşitli faydalar vardır. Sadece bir besin çeşidiyle diyet yaptığınızda çeşitli vitamin ve mineral eksiklikleriyle karşılaşır, vücudunuzu tüm bunlardan yoksun bırakırsınız.’’