Kamuoyunda ÇEDES olarak bilinen ve Mİlli Eğitim Bakanlığı, Gençli Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ortak projesine tepkiler artarken, hükümnete yakınlığıyla bilinen Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ali Kaya "ÇEDES NEDİR, NE DEĞİLDİR?" başlıklı yazılı açıklama yayınladı.
Ali Kaya açıklamasında: "Son günlerde bazı sendikaların eğitim çalışanlarının gerçek gündemini manipüle etmek, perdelemek ve bunu da hep laiklik karşıtı söylem ve eylem üzerine oturtmak gibi bir misyonu yeniden hayata geçirdiklerini görüyoruz. Malum, bu sendikalar, Millî Eğitim Bakanlığı'nın, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın protokol ile imza altına aldığı, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” kısa adıyla ÇEDES olan projenin tamamen laiklik ve bilimsel eğitim karşıtı bir uygulama olduğu iddiasından yola çıkarak, her zaman olduğu gibi bağa bakmayıp bağcı dövme peşindeler" dedi.
ÇEDES projesinin doğru bilinmediğinı ve saptırıldığını öne süren Ali Kaya, projenin dayanağının tamamen yürürlükteki yasalar olduğuna dikkat çekti.
"Peki nedir, sürekli yalan yanlış bilgilerle manipüle ettikleri ÇEDES projesi?" diye soran Ali Kaya, açıklamasında:
"ÇEDES projesinin amacı, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda vurgulandığı gibi, öğrencilerimizin milli, insani, manevi ve kültürel değerlerimizi benimseyen, koruyan ve geliştiren fertler olmasıdır. Ayrıca çağın becerileri ile donanmış ve bu donanımı insanlığın hayrına sarf edecek; bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı; milli, ahlaki, insani ve manevi kültürel değerleri kendi yaşantılarında inşa etmiş; aklıselim, kalbi selim ve zevkiselim sahibi; bedensel ve sosyal anlamda gelişmiş bireyler olarak katkı sağlamalarını hedeflemektedir" düşüncelerine yer verdi.
Projenin detaylarına herkesin rahatlıkla ulaşabileceğini iddia eden Ali Kaya, proje içeriğine de açıklamasında yer verdi: "Çok basit bir araştırmayla bakanlığın web sayfalarından ya da milli eğitim müdürlükleri üzerinden ulaşılabilecek proje içeriğinde ne var?
1.Projeye öğretmen ve öğrenci açısından katılım zorunluluğu yok, yani gönüllülük esas.
2.Hedeflenen değerler: mütevazılık, saygı, estetik, adalet, dürüstlük, özgürlük, sorumluluk, temizlik, sağlıklı yaşam, sabır, sevgi, dostluk, vatanseverlik, yardımlaşma, çalışkanlık, mahremiyet… Uzatmak mümkün.
3.Proje kapsamında okullara atanmış derse giren bir tane bile imam ya da müezzin yok.
4.Kulüp çalışması esnasında yaşayarak görerek öğrenme amacıyla veli izni alınarak çevredeki inanç, yaşlı bakım evleri, değer merkezi, cami, türbe, cem evi, anıt, gibi yerler ziyaret edilebilir.
5.Okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, dersin öğretmeni tarafından verilmekte, iddia edildiği gibi Din görevlileri okullarda derse girmiyor" diye anlattı.
Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ali Kaya projeye karşı çıkanlara sorular da sordu: "Gerçekten siz bu değerlerin hangisinin öğrencilere kazandırılmasına karşısınız? Bu değerlerin hangisi laiklikle karşı karşıya duruyor, hangisi bilimle çelişiyor? Bu değerler cumhuriyetimizin hangi kazanımına uymuyor? Bu değerler evrensel insani ve ahlaki değerler değil mi? Buna da mı karşı çıkılıyor? "
Ali Kaya ayrıca bazı iddailarda da bulundu: "Hatta bazı sendikaların okullarda LGBT Gençlik Kulüpleri kurarak bu sapkın ideolojinin taşeronluğunu üstlendiğini biliyoruz. Okullarda geçmiş dönemde Rotary mason kulüpleri faaliyet gösterirken hiç seslerinin çıkmadığını da biliyoruz. Köyleri basıp okulları yakan, çocukları annelerinden koparıp dağlara kaçıran, öğretmenlerimizi şehit eden PKK terör örgütüne karşı tek bir cümle kuramayanlar PKK’nın dağa kaçırdığı çocuklarını terör örgütünün elinden almak için kurulan Diyarbakır Anneleri çadırlarını ziyaret ettiler diye üyelerini sendikadan ihraç edenler bunlardı" dedi.
******
EGEAKTÜEL HABER'DEN BİR ÇİFT SÖZ
Günlerdir İzmir'de "Çedes" başlıklı tepkiler değişik çevre ve siyasi ortamlarca dile getiriliyor. Ama gariptir ilk kez "proje içeriğiyle" ilgili açıklama yapıldı. Ama okulların açılma sürecinden bugüne velilerden, öğretmenlerden gelen ihbar ve şikayetlere bakınca, İzmir siyaset ve sivil toplum örgütlerinin, sendikaların "gerçeklerden" habersiz olduklarını anlıyoruz.
Çedes denilen projenin derli toplu anlatılmaması ve sürekli din uzantısının vurgulanması sadece kafaları karıştırıyor, tedirginlik yaratıyor. Bugün çocuklarımızın dünya kadar riski var ki, en başında zararlı maddelerle dijital tehlikeler. Sosyal Medya ve TV'lerdeki tehlikeler de ayrı. Okulların fiziki ihtiyaçlarının velilere yansıltılması, "EĞİTİM 1 Sen" adını kullanan "bazı müdür" ve "okul aile birliklerinin" "despot" tavırları bize gelen şikayetlerden.
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim sistemine Emevi-Arap kültür yansımaları da en büyük tedirginlik nedeni.
Tüm sendika ve partilerin Milli Eğitim adına birlkikte mücadelke vermeleri ne yazık ki ütpya ama biz de sorumluluk anlayışımızla bu sözleri buraya bırakalım saygıyla.