Geçtiğimiz günlerde bir etkinlikte biri ile tanıştım. İşte dedim Çağdaş Türk kadını olsa gerek.
Bu kadar özelliği bir arada barındırmak bırak bir kadını bir erkekte bile mümkün değil belkide…
Şair, yazar, Tescilli Bilim Uzmanı, Fizik Öğretmeni, Yaşam Koçu, Aile ve Öğrenci Koçu, Tiyatrocu ve Aydın Şehir Tiyatrolarının kuruluşuna vesile olmuş üstelik, hem de bir anne…
On parmağında on marifet deriz ya tam da bu tanıma uyan biri Belma Alper Uğurlu, tanıştım ve gerçekten heyecan verdi bana bu özellikleri....
Sonrasında davetli olduğu bir imza günündeki söyleşisini takip etme olanağım oldu.
Bu kadar dolu birini yakaladığımda kulağımı açıp iyi dinledim doğrusu. Sonra da sosyal medya hesaplarını takip ederek onu biraz daha incelemek istedim.
Gerçekten de iyi bir gözlem; bu eşsiz kadını sizlere anlatmama, bu satırları sizlere yazmama neden oldu.
Uğurlu, birçok işle aynı anda uğraşırken nasıl vakit planlamasını yaptığından bahsederek başladı o gün sunumuna.
“Başarılı bir zaman yönetimi. ..Zamanı doğru kullandığımızda ayrıcalıklıymışız da bize fazladan saatler armağan ediliyormuş gibi bir durum ortaya çıkıyor ve bu çok keyifli’’ dedi.
Belma Alper Uğurlu o gün ailesi ile gelmişti etkinliğe. Baktım ki imza günlerinde, söyleşilerinde hep ailesi de yanında. Eğitimin de ailede başladığına inanıyor ki ailelere sesleniyor kendi sosyal medya hesaplarında, konuşmacı olarak çağrıldığı davetlerde, verdiği seminerlerde. Dinlediğim söyleşisinde de benzer şeyleri söylüyordu: “Aileler çocukların istediği her şeyi yapmaya çalışarak onlara en büyük kötülüğü yapıyor. Çocuklara “hayır”ın anlamı öğretilmeli. Doyumsuz ve hayatın kendi etrafında döndüğüne inanmaya başlayan bir neslin yetişmesi gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Ailelere seminerler, eğitimler verilmeli öncelikle. Ben de. Eğitimde temel ailede başlar çünkü. “ diyerek ailelere bir farkındalık yaratmaya çalışıyordu.
Öğrencilerin dersleri deneyerek, yaşayarak, yaparak öğrenmesi gerektiğine inanıyor olmalı ki, derslerinde öğrencinin aktif olmasına, düşünen, sorgulayan, farklı alternatifleri görebilen bireyler olarak yetişmesine yönelik çalışmalar yapıyor. Fotoğrafları gördüğünüzde, yazdıklarını okuduğunuzda bunu anlamanız da zor olmuyor. Ve öğrencileri çoşkulu, mutlu.
Onun dışında, “dersin beş dakikasında okudukları kitapları sınıfta paylaşıyoruz” yazan gönderisi çok ilgimi çekti. Ellerinde kitaplarla gençlerin bir arada olduğu fotoğrafları görmek heyecanlandırıyor insanı gerçekten de. Çünkü daha fazla ve daha kaliteli okuyan insanlara ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Yeni nesil sınav soruları okuduğunu anlamaya yönelik, kitap okumayan öğrenci fizikte okuduğunu anlamak ve yorumlamak ta zorlanıyor. diye de yazmış.
Ve çoğu öğrencinin korkulu rüyası Fizik dersine nasıl çalışılması gerektiğini de görebiliyoruz gönderilerinde. Öğrencilere Fizik dersinin derste dinlemesini, anlaşılmayan yerlerin anında sorulmasını, günlük tekrarı ve bol soru çözümü öğütlüyor.
Hani sizin de yakınınızda fizikle başı dertte olan biri varsa belki bir fikir verir bu sözler size.
Kitaplarını yazarken ise “Hayata dahil olan her şey, yazma serüvenimin içinde. İnsan başlı başına bir gizem değil midir? Şiirle öyküyle bu labirente girmeye çalışıyorum” dedi.söyleşide merak edip soranlara.
Hepimizin aklında olan bir soruyu katılımcılardan biri ona yöneltti İyi eğitim-öğretim her zaman iyi bir iş hayatını garanti eder mi?
''Açık ve net olarak söylemeliyim ki hayır. İyi bir iş hayatına sahip olabilmek için her şeyden önce çok çalışmayı göze almak, bir çok şeyden fedakarlık yapmak, zamanı iyi kullanmayı bilmek, sürekli ve disiplinli bir çalışma temposuna sahip olmak gerekiyor. Ayrıca çağımızın iş hayatı; yenilikçi, farklı düşünen, girişken, iletişim becerileri kuvvetli bireyler istiyor. Birden bire yükseğe çıkılamayacağını, merdivenin en üst basamağına çıkan herkesin birinci basamaktan başladığını hiç akıldan çıkarmamak gerekir.'' cevabı, neden öğrencilerine tüm bu kazanımları vermeye çalıştığını anlamamızı sağlayabilir aslında.
Kısacası Belma Öğretmenimiz benim sosyal medya hesaplarından ve söyleşilerinden gördüğüm, gözlemlediğim kadarıyla sadece öğrencilerinin ve meslek paydaşlarının değil herkesin yakından tanıması gereken bir kişilik…
Mutlaka kendinizden bir parça bulacaksınız çünkü.