Bu ülkede.
Karanlığın dehlizinde çığlığına karşılık arayan.
6284’ün.
Kaldırılan İstanbul sözleşmesinin mağduru.
Sistemin ünvanlarına ve makamlarına sinmiş.
Kör, sağır ve dilsizlerin umursuzluk bedelleri.
Kadınlarımız.
*****
Aşkta, duyguda, emekte aldatılan.
Üretimde, mücadelede, eylemde sömürülen.
Fabrikada, tarlada, işyerinde, cümle alanlarda yok sayılan.
Kirli beyinlerin koridorlarında salt bedenleriyle kabul gören.
Kadınlıkları, kokuşmuş ağızlara konu olan.
Onca erkek kitlesi içinde korunaksız, savunmasız.
Onuru, erdemi, haysiyeti ayaklar altına alınan.
Karanlık mezar taşlarında bırakılan kadınlarımız.
****
Yasalara kalan.
Sözleşmelere kalan.
Karakollara, adliye koridorlarına, kanlı sokaklara kalan ise;
Verilen politik cezalar.
Üstelik çok geç kalınmış.
Kadını, öldüren.
Çaresizliğin, kimsesizliğin, suskunluğun hapishanelerine sokan.
Hiçbir şeyin utanç duymadığı, vicdan etmediği.
Çoğalan cinayetlerin hayatında.
Sonu kısmi müebbet ile biten söz de önü alınmış katliamlar sarmalı.
Kadının giderek daha çok yok sayıldığı.
*****
İzmir / Karabağlarda.
Ezgi ZERKİN, Büşra YABAŞKUL, Neşe TAVCI, Cansu GEYİK.
Fulya ÖZTÜRK, Hülya ŞELLAVCI, Özlem ERYAŞKİ ve daha nicesi.
Biliyor musun Necla Ana!
Eğer kızın Özlem katillerin, zalimlerin ve körlerin kölesi, teslimiyeti olsaydı.
İnan daha çok üzülürdün.
Daha dün koyun koyuna oldukları.
Yar diye sevdikleri erkekler tarafından katledilmiş umut turnaları.
Ardında yerlerde ak saçlarıyla acılarını süpüren.
Anne ordusu.
Titreyen ellerinde evlatlarının fotoğraflarını taşıyan.
Kıyıcılar, kıyıcılar.
Beyinleri yolunmuş dikenler.
Sizde annenizin elinde acıyla titreyen bir fotoğraf olarak kalmak ister miydiniz?
Biliyorum yararsız bir soru.
Oysa zalim sevmeyi anlayamamış bir yabancıdır kendine.
*****
Soğuk mezar taşlarında uyurken.
Umutları, düşleri, ardında ömürleri koynunda.
Cinayete kurban gitmiş bu kadınlarımız.
Bir de hayatın ötesine haklarını, davalarını ve kavgalarını.
Mücadele ile kuşanmış olanlarımız var.
Hakikati, hakkı, gerçeği.
Sokaklarda, işyerlerinde. Kimi kez cinayet mahalli evlerde.
Karakollarda, adliye koridorlarında.
Yüreği avuçlarında düzene, hukuksuzluğa, kıyımlara baş kaldıranlarımız.
Kadın STK’larının umut ordusu.
İzmir’de Kadın cinayetlerinin ardındaki perdeyi aralayan.
‘İnadına 6284.’
‘İnadına İstanbul Sözleşmesi’ diyen.
‘Kadın cinayetlerine son’ diyen mücadele taşları.
20 Aralık 2024 Günü Karabağlar Belediyesi Mobilya Akademesi’nde.
Uluslar arası Dayanışma Günü münasebetiyle hazırladıkları.
Gülümsemesi Yarım Kalan Kadınlar Belgeselini gösterime sundular.
Belgesel’de İzmir / Karabağlarda yaşanan kadın cinayetlerinin ele alındığı.
Bu gün ve belgeselde desteğini esirgemeyen Karabağlar Belediye Başkanı E. Helil KINAY’a.
Karabağlar Kent Konseyi Başkanı Pelin ERDA’ya.
Belgeseli dijital ortamda büyük bir duygu ve ustalıkla hazırlayan Cemil GÖMEÇ’e.
Kent Konseyi Genel Sekreteri Cemalettin CAN’a.
Dilek TAN’a, Özlem ŞAFAK’a, Sonay ŞAHİN’e, Funda ÖZDEMİR’e.
Önceki dönem Kent Konseyi Başkanı Nazik IŞIK ve Alev AĞRI’ya.
Verdikleri onurlu ve bu çok ulvi mücadeleleri adına sonsuz teşekkürlerimle.
*****
Bir de;
Ya mezar taşlarına itilen.
Trajik istatistiklere konu olan.
Ya da yukarıda teşekkürü bir borç bildiğim.
Mücadeleci / mücadeleye yüzünü dönen vakur bir kadın olmak var diyorum.
Ya siz?
Hangisi olmak isterdiniz?
Aşağıya bıraktığım linki izleyerek destek vermeniz ümidiyle.
Gülümsemesi Yarın Kalan Kadınlar
YOUTUBE https://youtu.be/5eu6nfHmRYk?si=Wty3tQAWPKYxCVNE
Kadınların mağduriyetini ne güzel anlatmışsınız
Müthiş bir kalem. Kutlarım.